SİTEME HOŞ GELDİNİZ ABDULLAH ALBAYRAM
   
 
  BİZDEN HABERLER
ANTEP SAVUNMASI Birinci Dünya savaşından yenik ayrılan Osmanlı İmparatorluğu üzerinde yüz yıllardır planlanan senaryo hayata geçirilmeye başlanınca öncelikle Antep ve civar bölgeyi İngilizler işgal ettiler. Ancak ,daha sonra Fransızlara terk ettiler. Doğu Anadolu da Osmanlı Devletinin zayıflığından yararlanmak isteyen Ermeniler Ruslarla birlik olup katliamlar yaptılar.Bu nedenle 1915 yılında Osmanlı devleti yöneticileri de, Doğudaki isyancı Ermenileri; yine Osmanlı toprağı olan Suriye’ye Tehcir ( Yer değişme) uygulamasına tabii tutmuştur. İşte bu Ermeniler Fransızların Anadolu’yu işgal etme girişimini bir fırsat bilip Türkleri Anadolu’dan atmak için Fransızlarla iş birliğine girdiler. Böylece Fransızları kışkırtıp Antep, Urfa, Maraş üzerine birlikte saldırıya geçtiler. Osmanlının son yıllarında birçok cephede savaşan Türk Ordusu artık perişan olmuştu . 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi Osmanlı İmparatorluğu'nun ölüm fermanıydı. Bu anlaşma üzerine İtilaf devletleri paylaştıkları topraklara sahip olmak amacıyla hızla harekete geçtiler. Önceleri Antep halkı bu işgalde sabır göstermiş ve işgalcilerin kendiliklerinden gideceği umudunu taşımıştır. Ancak; Fransızların (Ermeniler Fransız askeri olarak bölgeye gelmişlerdir.) kentte ve civarda yaptıkları çirkinlikler Antep halkının yeniden dirilişinin ve şahlanışının kıvılcımı olmuştur.Küçük Kamil’in, Şahinbey’in, şehadeti ise bu savunma gücünün manevi sembolü olmuştur.Antep halkı yokluk ve perişanlığına aldırmayarak şiddetli bir direnişe geçmiştir.Fransızlar işgalin kolay olacağını düşündüğünden böylesi bir direniş karşısında hırçınlaşmış ve Antep üzerine bütün topları ve hatta uçakları ile bombalar yağdırmıştır.Neredeyse Antep’i taş taşın üzerinde kalmayacak hale getirmiştir. Düşman bu süre içerisinde şehre 70.000 mermi atmış, şehir bir kül ve enkaz yığını haline gelmiştir. Fakat kahraman Antep halkı 11 ay Fransız’ı şehre sokmamıştır. Bu arada birçok direniş kahramanı ile birlikte 6317 Antepli şehit olup, Hakkın Rahmetine kavuşmuştur.Antep şehri dışında Kilis-Antep arasında Kertil ve Almalı bölgelerinde , İslahiye, Fevzipaşa , Keferdiz ve Karabıyıklı bölgelerinde Fransız kuvvetlerine yapılan hücumlarda birçok adsız kahramanlar şehit olmuş ancak yukarıda verilen sayıya dahil edilememiş çok Antepli olduğu tahmin edilmektedir. Antepli cephanesizliğe ve açlığa çok fazla direnememiş ve 11 ay (10Ay 9 gün) sonra teslim olmuştur. Türk Milleti Ebedi Türk yurdunun kurtuluşu için yeniden cepheye koşmuş ve çok güçlü silahlarla donatılmış diğer işgalcileri; kadını ,kızı yaşlısı ve genciyle birlik olup Mustafa Kemal’in etrafında birleşerek ülkeden süpürüp atmıştır. Kurtuluş Savaşını kazanmamızla birlikte, burada tutunamayacağını anlayan Fransızlar da Güneydoğu’yu ve Gaziantep’i boşaltmak zorunda kaldılar. Gaziantep Savunması son günlerini yaşarken bu savunmanın olağanüstü anlam ve önemini takdir eden Türkiye Büyük Millet Meclisi 8 Şubat 1921 tarihli toplantısında 93 numaralı kanunla, dünyada başka hiçbir şehre nasip olmayan GAZİ’lik unvanını vermiştir. Antep, dünyada Gazilik unvanı ve madalyası alan tek kent olma şerefine erişmiş oldu. Bu savunma öncelikle çevre illerde etkisini göstermiş. Daha sonra Kurtuluş Savaşının kazanılmasında büyük manevi güç olmuştur. Ancak yankısı sadece ülkemizle sınırlı kalmamış, mazlum birçok milletlerin kurtuluşu için kılavuz olmuştur. 25 Aralık 1921 tarihinde Fransızların Antep’i terk etmeleri ile birlikte Antepli daha kuvvetli bir şekilde kentini yeniden inşa etmiştir. Büyük bir kalkınma hamlesi ile devletten yardım almaksızın bu gün ülkemizin sanayisi gelişmiş birkaç kentinden birisi olmuştur. S.Özge ALBAYRAM Karataş Alnayram Maraton Eğitim Kurumları KURUCU & SORUMLU MÜDÜR ANTEP SAVUNMASI Birinci Dünya savaşından yenik ayrılan Osmanlı İmparatorluğu üzerinde yüz yıllardır planlanan senaryo hayata geçirilmeye başlanınca öncelikle Antep ve civar bölgeyi İngilizler işgal ettiler. Ancak ,daha sonra Fransızlara terk ettiler. Doğu Anadolu da Osmanlı Devletinin zayıflığından yararlanmak isteyen Ermeniler Ruslarla birlik olup katliamlar yaptılar.Bu nedenle 1915 yılında Osmanlı devleti yöneticileri de, Doğudaki isyancı Ermenileri; yine Osmanlı toprağı olan Suriye’ye Tehcir ( Yer değişme) uygulamasına tabii tutmuştur. İşte bu Ermeniler Fransızların Anadolu’yu işgal etme girişimini bir fırsat bilip Türkleri Anadolu’dan atmak için Fransızlarla iş birliğine girdiler. Böylece Fransızları kışkırtıp Antep, Urfa, Maraş üzerine birlikte saldırıya geçtiler. Osmanlının son yıllarında birçok cephede savaşan Türk Ordusu artık perişan olmuştu . 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi Osmanlı İmparatorluğu'nun ölüm fermanıydı. Bu anlaşma üzerine İtilaf devletleri paylaştıkları topraklara sahip olmak amacıyla hızla harekete geçtiler. Önceleri Antep halkı bu işgalde sabır göstermiş ve işgalcilerin kendiliklerinden gideceği umudunu taşımıştır. Ancak; Fransızların (Ermeniler Fransız askeri olarak bölgeye gelmişlerdir.) kentte ve civarda yaptıkları çirkinlikler Antep halkının yeniden dirilişinin ve şahlanışının kıvılcımı olmuştur.Küçük Kamil’in, Şahinbey’in, şehadeti ise bu savunma gücünün manevi sembolü olmuştur.Antep halkı yokluk ve perişanlığına aldırmayarak şiddetli bir direnişe geçmiştir.Fransızlar işgalin kolay olacağını düşündüğünden böylesi bir direniş karşısında hırçınlaşmış ve Antep üzerine bütün topları ve hatta uçakları ile bombalar yağdırmıştır.Neredeyse Antep’i taş taşın üzerinde kalmayacak hale getirmiştir. Düşman bu süre içerisinde şehre 70.000 mermi atmış, şehir bir kül ve enkaz yığını haline gelmiştir. Fakat kahraman Antep halkı 11 ay Fransız’ı şehre sokmamıştır. Bu arada birçok direniş kahramanı ile birlikte 6317 Antepli şehit olup, Hakkın Rahmetine kavuşmuştur.Antep şehri dışında Kilis-Antep arasında Kertil ve Almalı bölgelerinde , İslahiye, Fevzipaşa , Keferdiz ve Karabıyıklı bölgelerinde Fransız kuvvetlerine yapılan hücumlarda birçok adsız kahramanlar şehit olmuş ancak yukarıda verilen sayıya dahil edilememiş çok Antepli olduğu tahmin edilmektedir. Antepli cephanesizliğe ve açlığa çok fazla direnememiş ve 11 ay (10Ay 9 gün) sonra teslim olmuştur. Türk Milleti Ebedi Türk yurdunun kurtuluşu için yeniden cepheye koşmuş ve çok güçlü silahlarla donatılmış diğer işgalcileri; kadını ,kızı yaşlısı ve genciyle birlik olup Mustafa Kemal’in etrafında birleşerek ülkeden süpürüp atmıştır. Kurtuluş Savaşını kazanmamızla birlikte, burada tutunamayacağını anlayan Fransızlar da Güneydoğu’yu ve Gaziantep’i boşaltmak zorunda kaldılar. Gaziantep Savunması son günlerini yaşarken bu savunmanın olağanüstü anlam ve önemini takdir eden Türkiye Büyük Millet Meclisi 8 Şubat 1921 tarihli toplantısında 93 numaralı kanunla, dünyada başka hiçbir şehre nasip olmayan GAZİ’lik unvanını vermiştir. Antep, dünyada Gazilik unvanı ve madalyası alan tek kent olma şerefine erişmiş oldu. Bu savunma öncelikle çevre illerde etkisini göstermiş. Daha sonra Kurtuluş Savaşının kazanılmasında büyük manevi güç olmuştur. Ancak yankısı sadece ülkemizle sınırlı kalmamış, mazlum birçok milletlerin kurtuluşu için kılavuz olmuştur. 25 Aralık 1921 tarihinde Fransızların Antep’i terk etmeleri ile birlikte Antepli daha kuvvetli bir şekilde kentini yeniden inşa etmiştir. Büyük bir kalkınma hamlesi ile devletten yardım almaksızın bu gün ülkemizin sanayisi gelişmiş birkaç kentinden birisi olmuştur. S.Özge ALBAYRAM MUCİTLER AKEDEMİSİ KURUCU & SORUMLU MÜDÜR
ANTEP SAVUNMASI
SEDEF ÖZGE ALBAYRAM tarih 30.12.2011, 17:05 (UTC)
  ANTEP SAVUNMASI

Birinci Dünya savaşından yenik ayrılan Osmanlı İmparatorluğu üzerinde yüz yıllardır planlanan senaryo hayata geçirilmeye başlanınca öncelikle Antep ve civar bölgeyi İngilizler işgal ettiler. Ancak ,daha sonra Fransızlara terk ettiler.
Doğu Anadolu da Osmanlı Devletinin zayıflığından yararlanmak isteyen Ermeniler Ruslarla birlik olup katliamlar yaptılar.Bu nedenle 1915 yılında Osmanlı devleti yöneticileri de, Doğudaki isyancı Ermenileri; yine Osmanlı toprağı olan Suriye’ye Tehcir ( Yer değişme) uygulamasına tabii tutmuştur. İşte bu Ermeniler Fransızların Anadolu’yu işgal etme girişimini bir fırsat bilip Türkleri Anadolu’dan atmak için Fransızlarla iş birliğine girdiler. Böylece Fransızları kışkırtıp Antep, Urfa, Maraş üzerine birlikte saldırıya geçtiler.
Osmanlının son yıllarında birçok cephede savaşan Türk Ordusu artık perişan olmuştu . 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi Osmanlı İmparatorluğu'nun ölüm fermanıydı. Bu anlaşma üzerine İtilaf devletleri paylaştıkları topraklara sahip olmak amacıyla hızla harekete geçtiler.
Önceleri Antep halkı bu işgalde sabır göstermiş ve işgalcilerin kendiliklerinden gideceği umudunu taşımıştır. Ancak; Fransızların (Ermeniler Fransız askeri olarak bölgeye gelmişlerdir.) kentte ve civarda yaptıkları çirkinlikler Antep halkının yeniden dirilişinin ve şahlanışının kıvılcımı olmuştur.Küçük Kamil’in, Şahinbey’in, şehadeti ise bu savunma gücünün manevi sembolü olmuştur.Antep halkı yokluk ve perişanlığına aldırmayarak şiddetli bir direnişe geçmiştir.Fransızlar işgalin kolay olacağını düşündüğünden böylesi bir direniş karşısında hırçınlaşmış ve Antep üzerine bütün topları ve hatta uçakları ile bombalar yağdırmıştır.Neredeyse Antep’i taş taşın üzerinde kalmayacak hale getirmiştir. Düşman bu süre içerisinde şehre 70.000 mermi atmış, şehir bir kül ve enkaz yığını haline gelmiştir. Fakat kahraman Antep halkı 11 ay Fransız’ı şehre sokmamıştır. Bu arada birçok direniş kahramanı ile birlikte 6317 Antepli şehit olup, Hakkın Rahmetine kavuşmuştur.Antep şehri dışında Kilis-Antep arasında Kertil ve Almalı bölgelerinde , İslahiye, Fevzipaşa , Keferdiz ve Karabıyıklı bölgelerinde Fransız kuvvetlerine yapılan hücumlarda birçok adsız kahramanlar şehit olmuş ancak yukarıda verilen sayıya dahil edilememiş çok Antepli olduğu tahmin edilmektedir. Antepli cephanesizliğe ve açlığa çok fazla direnememiş ve 11 ay (10Ay 9 gün) sonra teslim olmuştur.
Türk Milleti Ebedi Türk yurdunun kurtuluşu için yeniden cepheye koşmuş ve çok güçlü silahlarla donatılmış diğer işgalcileri; kadını ,kızı yaşlısı ve genciyle birlik olup Mustafa Kemal’in etrafında birleşerek ülkeden süpürüp atmıştır. Kurtuluş Savaşını kazanmamızla birlikte, burada tutunamayacağını anlayan Fransızlar da Güneydoğu’yu ve Gaziantep’i boşaltmak zorunda kaldılar.
Gaziantep Savunması son günlerini yaşarken bu savunmanın olağanüstü anlam ve önemini takdir eden Türkiye Büyük Millet Meclisi 8 Şubat 1921 tarihli toplantısında 93 numaralı kanunla, dünyada başka hiçbir şehre nasip olmayan GAZİ’lik unvanını vermiştir. Antep, dünyada Gazilik unvanı ve madalyası alan tek kent olma şerefine erişmiş oldu.
Bu savunma öncelikle çevre illerde etkisini göstermiş. Daha sonra Kurtuluş Savaşının kazanılmasında büyük manevi güç olmuştur. Ancak yankısı sadece ülkemizle sınırlı kalmamış, mazlum birçok milletlerin kurtuluşu için kılavuz olmuştur.
25 Aralık 1921 tarihinde Fransızların Antep’i terk etmeleri ile birlikte Antepli daha kuvvetli bir şekilde kentini yeniden inşa etmiştir. Büyük bir kalkınma hamlesi ile devletten yardım almaksızın bu gün ülkemizin sanayisi gelişmiş birkaç kentinden birisi olmuştur.

S.Özge ALBAYRAM
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
İİBF-İŞLETME 4 SINIF ÖĞRENCİSİ
 

<-Geri

 1 

Devam->

 
ABDULLAH ALBAYRAM -GÜNÜN SÖZÜ
 
Bir işi bilen YAPAR
Az bilen akıl VERİR
Bilmeyen ELEŞTİRİR
Yapamayan çamur ATAR
———————————-
Hırsız evini, puşt (Pez.)avradını kıskanırmış
Kaynak :H.Ö
..............................................
Başarılı İnsan Daima Çözümün Parçasıdır.
Başarısız İnsan Daima Sorunun Parçasıdır.

Başarılı İnsan Her zaman Bir Programı Vardır.
Başarısız İnsanın Her Zaman Bir Mazereti Vardır.

Başarılı İnsan Her Soruna Bir Çözüm Bulur
Başarısız İnsan Her Çözümde Bir Sorun Görür.

Başarılı İnsan En Olumsuz Durumda Bile Çıkış Noktası Görür.
Başarısız İnsan En Olumlu Durumda Bile Engeller Bulur.

Başarılı İnsan "Zor Olabilir Ama İmkansız Değil" Der.
Başarısız İnsan "Mümkün Olabilir Ama Çok Zor"Der.


Aynı Dili Konuşanlar Değil
Aynı Duyguları Paylaşanlar
Anlaşabilir- Mevlana
----------------------------------


Hiç Hata Yapmayan İnsan,
Hiç Bir İş Yapmayan İnsandır.
...Ve Hayattaki en büyük hata
Kendisini hatasız sanmaktır.
YUNUS EMRE
..............................................................

BAŞARILI İNSANLAR
YENİ BİR İŞE BAŞLARKEN
GEÇMİŞTEKİ OLUMLU YAŞANTILARINI;

BAŞARISIZ İNSANLAR İSE
YENİLGİLERİNİ DÜŞÜNÜRLER.
--------------------------------------------


BİR FIKRA
SOBA
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadırlar. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara birşeyler ikram etmek için odadan biraz ayrılır.
Hepsinin dikkati soba üzerine toplanır. Soba yerden 1 metre kadar yukarıda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
KİMYACI:
Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş,böylece daha kolay yakmayı amaçlamış.
FİZİKÇİ:
Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş.
JEOLOG:
Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış.
MATEMATİKÇİ:
Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş,böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.
ANTROPOLOG:
Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş.
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarıda olmasının nedininin sorarlar.
Adam Cevap Verir:
BORU YETMEDİ.

...................................................................

SEYİSTEN PROFESÖRE DERS
Profesör,konferans vermek üzere salona
girmiş.Salon,ön sırada oturan bir seyis
dışında bomboşmuş.Konuşup
konuşmama konusunda tereddüte
düşen profesör seyise sormuş.

Buradaki tek kişi sensin.Bu durumda,
acaba konferans vermekten vaz mı geçmeliyim?

-- Hocam ben basit bir insanım; bu konulardan
anlamam.Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp;bir tanesinin kaldığını görseydim, yinede onu beslerdim.

Bu görüşe hak veren profesör konferansa başlamış.
İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş. Sözlerini tamamladıktan sonra, tek dinleyicisine sormuş:

-Nasıl buldun?
-Hocam,size daha önce basit bir adam olduğumu
ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim.
Genede,eğer ahıra gelip biri dışında tüm atların
kaçtığını görseydim,onu beslerdim,ama elimdeki
bütün yemi ona verip hayvanı çatlatmazdım.
...............................................................

Hayat dediğin 1 çay.
İnsan ise sadece 1 şeker .
Karıştırdıkça hayattan tat aldığını sanırsın.
Oysa hayatın seni erittiğini çay bitince anlarsın!!!!

.................................................................

Çay sevmek gibidir,
Sevilmekse şeker,
Bizim gibi garipler,
Çayı şekersiz içer.
Eşref ÖNDER

................................
Bir edepsizle asla
tartışmaya girmeyin.
Seviyenize çıkamaz.
İnmek zorunda kalacağınız
seviyede de büyük
deneyim sahibidir.
KAYBEDERSİNİZ

Abdullah ALBAYRAM
..........................................


Adamı adam eder
ÇALIŞMAK.
İşin zor yanı çalışmaya
ALIŞMAK.

Abdullah ALBAYRAM
....................................

3 KURUŞLUK ADAMA,
5 KURUŞLUK DEĞER VERİRSEN
ARADAKİ 2 KURUŞA SENİ SATAR

Hazine ALBAYRAM


......................................................

BÜYÜK BEYİNLER FİKİRLERİ
ORTA BEYİNLER OLAYLARI
KÜÇÜK BEYİNLER İSE
KİŞİLERİ KONUŞUR

.............................................

BİR SORUN GETİREN,
SORUNLA BİRLİKTE BİR
ÖNERİ GETİRMİYORSA;
KENDİSİDE SORUNUN BİR
PARÇASIDIR.

ABDULLAH ALBAYRAM

...............................................

KARANLIĞA SÖVECEĞİNE
KALK BİR MUM YAK.

KONFUCYUS
................................................

ÖYLE HOROZLAR VARDIR Kİ
ÖTTÜKLERİ İÇİN GÜNEŞİN
DOĞDUĞUNU SANIRLAR.

H.DUNANT

BEN SÖYLEDİM
SÖYLEDİM(Duydu anlamına gelmez)
DUYDU (Doğru anladı anlamına gelmez)
ANLADI (Hak verdi anlamına gelmez)
HAK VERDİ (İnandı anlamına gelmez)
İNANDI(Uyguladı anlamına gelmez)
UYGULADI(Sürdürecek anlamına gelmez)
ABDULLAH ALBAYRAM
 
 
GAZİANTEP DAYI AHMET AĞA İLKOKULU MÜDÜRÜ ------- KAYI-KARAKEÇİLİ ALİBAYRAMOĞULLARI DERNEĞİ ESKİ BAŞKANI Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol